Yurdumuzun en büyük yarımadasında,
üç şirin kasaba
Karaburun, Mordoğan, Balıklıova.
Doğal, sakin ve temiz.
Ege Denizinin esintisi, dalgaların ve martıların sesi.
Güler yüzlü, mutlu insanların sadeliği.
Çipura, mercan, isparoz, kefal, levrek ve kalamarı.
Hurma zeytini, enginarı, kekiği.
78 çeşit mor çiçeği, sümbülü.
Balıklıova un kurabiyesi.
Şafak vakti morlar arasından doğan güneşi….
Ama illaki Nergisi.
Diğer adı fulya, diğer adı da aşk çiçeği.
Güzelliği kadar kokusuyla da büyüleyici.
Aralık ve ocak ayında açan, aynı zamanda şifa verici.
Ve mitolojik bir hikayesi…..
Narkissos, Karaburun’da yaşar. Irmaklar Tanrısı Kephisos’un oğludur. Dünyanın en yakışıklı erkeğidir. Bütün kızlar hatta periler bile Narkissos’a aşıktır. Fakat o kimseye yüz vermez. Kızlar bu duruma çok üzülürler. Su perisi Echo da aşık olmuştur ona. Aşkına karşılık vermeyince Tanrı Zeus’a şikayet eder ve onun cezalandırılmasını ister. Tanrı Zeus ta ona öyle bir ceza verir ki…
”Başkalarını sevmeyen kendisini sevsin” der.
Efsane bu ya, Narkissos bir gün göl kıyısında iken suda kendi görüntüsünü görür ve aşık olur. Her göle inişinde artık kendine hayranlıkla bakmaktadır.
Yine bir gün, göl kıyısında iken, sudaki aksine sarılmak ister, ayağı kayar ve göle düşer, boğulur. Periler çok üzülürler, Narkissos’u gömmek için sudan çıkarmak isterler fakat sudan o güne kadar hiç görmedikleri bir çiçek çıkmaya başlar. Kokusu büyüleyicidir. Çok beğendikleri bu çiçeğe Narkissos adını veririler. Yani bugün ki nergis adı buradan gelmektedir.
Kendini beğenen kişilere narsisit denilmesi de yine Narkissos’tan türemiştir.
Fakat nergis çiçeği, Narkissos gibi değildir.
Bakımı kolaydır. Sevilerek bakıldı mı, o da verir sevgisini. Aralık ayında başlar güzel çiçeklerini açmaya ve etrafa büyüleyici kokusunu yaymaya.
Narkissos gibi narsist değildir, hastalara şifa verir.
Herkese götürebileceğiniz, sevgi çiçeğidir.