”Çalışmak Özgürleştirir” (Kampın bir çok giriş kapısında bu yazı var.)
Hitler’in ilk girdiği yerler Polonya, Çekya olup amaçları doğu bloğunu kırıp buradan Moskova’ya girmek. Girdikleri ülkenin Yahudilerini toplayıp kamplara yerleştirmek. Terezin Çekya içinde bir toplama kampı.
Kampa gelen Yahudiler kuyumculuktan terziliğe, marangozluktan inşaata hepsi meslek sahibi. Gelenleri meslek gruplarına göre ayırmışlar öncelikle
Geçici bir süreliğine buraya kampa geldiklerine ve savaş bitiminde evlerine döneceklerine, çalışarak özgürleşeceklerine inandırılmış insanlar.
Buraya hasta gelen yahudilere ”sizler hastasınız revirlere alalım” demişler ama bu arada çoktan fırınlar hazırlanmış
Almanlar, kampa gelen yahudilere sinema salonunda ”bugün bu kadar Rus öldürdük, savaşı kazanmak üzereyiz, biz kazanacağız evlerimize döneceğiz” şeklinde videolar izletip güçlü Almanya imajı verip algı oluşturmuşlar
Böylelikle, içerde insanların ayaklanmasını, kaos ortamı oluşmasını engellemişler
Bu kamplar genellikle ya hapishaneler ya 1. Dünya Savaşında yıkılmış restore edilmemiş işçi kampları , ya da kullanılmayan okulların yatakhaneleri olup, yanında doğal bir su kaynağı olan (nehir gibi), ana hattan makas atıp kampın içine kadar gelen yan demiryolları ile döşenmiş büyük kampüsler. Tren kampın içine kadar girdiğinden kimsenin dışarıda olup bitenden ya da içeride olup bitenden haberi olmazmış
İnsanları buraya getirirken sizi hapis edeceğiz diye getirmemişler, sizleri misafir ediyoruz, ne kadar çok çalışırsanız o kadar çabuk özgür olursunuz demişler. Gece uykularından uyandırılıp yanlarına çoğu zaman bir şey almadan yada değerli eşyalarını alarak veya geri dönme ümidi ile toprağa gömerek trene bindirilmişler pijamaları terlikleri ile. Kampa geldiklerinde 300- 400 kişilik yatakhanelere atılmışlar. Hatta yemekleri bile Yahudi geleneğine uygun olarak hazırlanmış ki şüphe çekmesin
Bilindiği üzere Musevi olmanın bir çok şartı arasında etle süt ürünü asla bir arada yenmez, pullu balık harici hiçbir deniz canlısı tüketilmez gibi çok detay var İşte kampa geldiklerinde şüphe çekmemesi adına bu yemek geleneğine Almanlar özen göstermişler.
Üzerlerindeki değerli eşyalar alınıp paraya çevrilmiş, silahlar alınmış yada Mussolini veya General Franco’ya yardım olarak verilmiş
Bu kamplardaki banyolar gaz odaları olarak kullanılmış borulardan su yerine gaz vermişler , İnsanları yüzer yüzer sokmuşlar buralara, zehirlenenler 3 er 5 er sedyelere konulup fırınlara atılmış. Külleri de doğru kamp yakınındaki dere yada nehre savrulmuş. Merak edip soranlara da tedavi altındalar deyip geçiştirmişler.
Grup grup ” sizleri yıkayacağız” diyerek almışlar banyo odalarında gazla zehirlemişler bazen de ”sizleri özgürleştiriyoruz” diyerek vagonlara bindirip alttan gaz vererek yok etmişler. Üstüne bir de trenin düdüğünü çalıp geride kalanlara ”bakın gittiler artık özgürler” imajını yaratmışlar
Kampta kalanlar hiç kuşku duymamışlar. Bir gün özgür olacaklarına inanmışlar, kaçmaya yeltenen çok az olmuş
Sadece Terezin Kampında 85 bin yahudi öldürülmüş.
Ek bir bilgi; 1.Dünya Savaşının başlamasına neden olan, Avusturya Prensini öldüren Sırplı genç bu kampta hapsolmuş.

Hz İbrahim, Hz Süleyman, Hz Davut zamanından beri Yahudiler duvar, inşaat alanında oldukça iyiydiler. Kudüs’teki Ağlama Duvarı aslında ‘2. Süleyman Tapınağı olarak bilinir. .Onu da yapan Hiram Usta adlı efsanevi bir mimardır. Hikayeye göre tapınak bitmek üzereyken, Hiram Hocanın yanında çalışanlar ”Siz böyle muhteşem tapınaklar yapıyorsunuz bunu bize öğretin” diye tartışırlarken bir gece Hiram Hocayı alıp çöle götürürler ve sonra da öldürürler. Günler sonra bir kahin rüyasında öldürenleri görür ve hepsini yakalayıp yok ederler
İşte ondan sonra duvarcılar loncası diye 3500 sene önce bir lonca kurulur Onlara da masonlar denir mason duvarcı demektir. Almanlar bunu biliyorlar ve eli ayağı tutanlara öncelikle bu binaları yaptırıyorlar
Bu kamplarda dikkat çeken unsur yahudi din adamlarının yani hahamların sinegogların kampta bulunmayışı. Bunlar nerede diye sorulduğunda ”onlar işlerinin başındalar. Bizler ari kalmayıp melezleşen yahudileri topladık ” diye yanıtlamışlar.
Ruhban sınıfına ilk dokunulan hareket Fransız İhtilali ile olmuştur. İnsanlar isyandan sonra 16. Louis sarayına değil Notre Dame Katedrali’ne saldırmışlardır. Çünkü ruhban sınıfının insanları sömürdüğünü tüm halk biliyorlardı, uyanmıştı..
Rehber: Hasan Murat YAYLA
