4 – Mask Müzesi
Dünyada sayılı, Türkiye’de ilk ve tek mask müzesidir. Levanten evi restore edilerek butik müzeye dönüştürülmüştür.
Ritüel maskları, tiyatro maskları, ölüm maskları (Aziz Nesin ve Tevfik Fikret’e ait), Anadolu maskları, iz bırakanlar olmak üzere beş kategoride müze kolleksiyonunu oluştururlar. Çocukların ve gençlerin kendilerini ifade edebilmeleri ve geliştirmeleri adına mask atölyeleri faaliyetlerini sürdürmektedir.
Hint mitolojisinde yer alan Kumbakarna Maskı ilgi çeken masklardandır. Dilinin üzerindeki ayna parçası ve hikayesini merak ediyorsanız, müzeyi ziyaret edebilirsiniz. (Birine birsey söylerken, aynaya bakıyormuş gibi söyleyin)
Orta Asya Masklarına , Afrika Kabile Masklarına, Avustralya yerlileri olan aborjinlere ait masklara dair hikayeleri, müzede görevli personelden dinleyebilirsiniz.
Müze, Alsancak Sevinç Pastane’sinin arka tarafına düşmektedir. Sevinç Pastane’sinden 3 dakikalık yürüme mesafesindedir.
Müzeye giriş ücretsizdir.
5 – Atatürk Müzesi
Osmanlı ve Levanten mimarisi karışımı olan bina zamanında bir Rum’a ait olup, ne zaman ki Türk askerleri İzmir’e girmiş, Rum da evini terk edip, İzmir’den ayrılmıştır. Türk ordusu da burasını karargah olarak kullanıp sonrasında ev hazineye devredilmiş, otel olarak Nail Bey tarafından bir müddet kiralanmıştır. 1926 yılında bina İzmir Belediyesi tarafından satın alınmış ve Atatürk’e hediye edilmiştir. Atatürk’ün vefatı üzerine bina veraset yolu ile kız kardeşi Makbule Hanım’a geçmiş daha sonra İzmir Belediyesi binayı müze yapmak üzere istimlak etmiştir. Birinci katta, yaver odası, berber odası, misafir odası, Şah Rıza Pehlevi geldiğinde kaldığı oda
Giriş katında, Ata’nın ve silah arkadaşlarının silikon heykellerinin olduğu toplantı odası, sinevizyon odası bulunmaktadır.
Cumhuriyet dönemi ve kurtuluş savaşına ait izler bulacağınız müzede Atatürk’e ait özel eşyalar da sergilenmektedir.
Atatürk ve İnönü, müzenin otel olduğu dönemlerde burada kalmışlardır.
Müze sahilde Alsancak İskele’ye çok yakındır. Mask Müzesinden 2 dakika yürüme mesafesindedir.
Müzeye giriş ücretsizdir.
5 – İzmir ve Ticaret Müzesi
Türkiye’nin ilk Ticaret Müzesidir. İzmir’in ticaret tarihini sergiler. Altın ve gümüş sikkeler, Bizans dönemine ait ekmeğin kalitesinin kontrol edildiğini gösteren ekmek mührü, Osmanlı dönemine ait faturalar, bakkal borç defterleri, 1. yüzyıl a ait ticaret gemisi maketi, ağırlık ölçüleri, terazi, kantar, ve eski hesap makineleri serginin parçalarındandır.
18 yüzyıl İzmir ve mahallelerini gösteren maketin başından ziyaretçiler ayrılamamaktadır.
Müze, Pasaport İskeleye çok yakın olup, İzmir Ticaret Odası binasının içindedir. Atatürk Müzesinden 7 dakikalık yürüme mesafesindedir.
Müzeye giriş ücretsizdir.
6 – İzmir Tarih ve Sanat Müzesi
Bu müze Kültür Park Fuar alanı içindedir. Taş eserler, Seramik eserler ve Kıymetli eserler olmak üzere üç bölümde eserlerini sergilemektedir. Sergilenen eserler İzmir ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır.
Kıymetli eserler bölümünde, kandiller, cam ve bronz eserler, hazine odası ve sikkeler yer almaktadır.
Seramik eserler bölümünde; Prehistorik dönemden, Roma ve Bizans dönemlerinin sonuna kadar bulunan seramik parçaları sergilenmektedir. Prehistorik dönem yazının bulunmasından önceki, tarih öncesi çağdır.
Taş eserler bölümünde ise İzmir ve çevresindeki ören yerlerinden getirilen heykel ve kabartmalar sergilenmektedir. Bunlar Arkaik, Klasik, Helenistik ve Roma dönemleri eserleridir
Arkaik dönem; M.Ö. 800-500 yılları arasını kapsayan antik yunan mimari ve heykellerinin öne çıktığı dönemdir.
Klasik dönem; M.Ö. 450-400 yılları dır. Bu dönemde erkek heykelleri tanrı heykelleri olarak kendini gösterir ve atalarının maskları ön plandadır. Başlangıçta çıplaklıklarını korurken, giyinik erkek tanrılara yerlerini bırakırlar. Kadın heykeller de oldukça doğal, rahat, elbiseleri gerçekçidir.
Helenistik dönem; M.Ö. 4 yüzyıl sonlarıdır.(M.Ö 330-30) Bu dönemde heykellerde duygular ön plandadır. Klasik dönemde mükemmel anatomi aranırken, bu dönemde tek heykel yerine, kompozisyonlar vardır.
Roma dönemi; (M.Ö. 30-M.S. 395) Romalılar bu dönem de Yunanları taklit etmişlerdir, Yunanistan’ın Roma topraklarına katılmasıyla Yunan heykeltıraşları kendi ülkelerine getirmişler ve heykel sanatında farklılıklar görülmeye başlamıştır. Yunan heykellerinde daha çok mitolojik konular işlenirken, Roma heykellerinde günlük konular ve portre ve imparatorlara ait masklar dikkat çekmektedir.
Bizans dönemi de M.S. 395-1299 yıllarıdır.
Müze, fuarın içindedir. Lozan Kapısından da, Montrö Kapısından da çok yakındır.
Müze kartı ile ücretsiz girebilirsiniz, kartınız yoksa giriş ücreti 12 liradır.
Harika bir çalışma olmuş. Emeğine sağlık. Müdürlüklerin web sayfasında müze giriş ücretleri var. Onları da ilave edebilirsin.