İzmir eski adı Smyrna. Yeşilova Höyüğünden çıkan kazılar sonucunda öğreniyoruz ki 8500 yıllık bir tarihi var.
(MÖ 10000 – MÖ 8000 Mezolitik Çağ),
(MÖ 8000 – MÖ 5500 Neolitik Çağ)
Yeşilova Höyüğü, Bornova’da İkea’nın arkasında kalan, Avrupa Birliğinden ödüllü, insanların mağaralardan çıkıp toplu yaşama geçtiği tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları döneme ait çok kıymetli kalıntıların su yüzüne çıkarıldığı bir höyüktür.
Buluntularda M.Ö 6500 yıllarında Bornova Ovasında Anadolu parsının yaşadığını, deniz canlılarından çipura kemiklerinin tespit edildiğini görüyoruz.
Smyrna’nın Bornova’dan sonra ki yerleşim yeri Bayraklı.
Bayraklı Smyrna kent tarihi MÖ 3000 yıllarına ve daha gerilere dayanır. Eski tunç çağı dönemine ait elde edilen bilgiler ışığında ilk yerleşik yerlerin denizden 3 ila 5 metre yüksekliklere yapıldığı tespit edilmiştir.
Smyrna, Aioller ve İonlar’ın da yaşadığı 36 medeniyete ev sahipliği yapmış, iklimin güzelliği, toprağın verimliliği, gelen insanların kültürleri ile zenginleşmiş ve gelenlerin gitmeyip kaldığı bir kent olmuştur tarih boyunca.
Bu dönemde halk, çok görkemli bir Athena tapınağına sahip ve ticaretle uğraşmaktadır.
MÖ 5. yüzyıla gelindiğinde Bayraklı Tepekule’de ki halk ve toprakları Lydia’lılar tarafından işgal edilir. Lydialılar çok zengindirler. Başkenti Sard ta (Sardes) elde ettikleri altınlarla daha da zenginleşip gittikleri yerlere zenginliklerini de götürürler. Tarihte ilk parayı bulan, kullanan devlet Lydialılar’dır.
Zenginlikleri ve verimli toprakları ile dikkat çekmeye başlarlar. İran’dan gelen Persler Anadolu’ya girmişler, işgale başlamışlardır. Lydialılar’ın üzerine de saldırırlar.
Zor günler geçiren Lydialılar’ın kurtarıcısı Büyük İskender olmuştur.
İskender geldiğinde görüyor ki deniz çekilmiş yerine bataklık almış, halk sıtmadan kırılıyor. Tarım da yapılamıyor, halkı buradan taşımaya karar verir. Ve bir rivayete göre;
Şimdiki Kadifekale o zamanki adıyla Pagos’a gider, dinlenmek için bir çınar ağacı altına uzanır, ağaç ki, iki su perisine ait.
İçi geçer, rüyasında bu periler hasta Smyrnalı halkı buraya Pagos’a taşımasını ve burada bir kent kurmasını isterler.
İskender rüyasına inanır ve kalesiyle, agorası ile müthiş bir kent yapar, halkı buraya taşır.
İkiçeşmelik yokuşunun solunda kalan Agora Ören yeri, kentin önemli kararlarının alındığı ve büyük bir mahkemesinin bulunduğu alan olur. Agoranın bir kısmı halen modern binaların altındadır.
Bu antik döneme ait bir sikke bulunur kalıntılar arasında, İzmir sikkesi olarak adlandırılır. Ön yüzünde çınar ağacı altında yatan İskender ve yanında iki su perisi resmedilmiştir. Bugün tek olan para, şu an Londra’daki müzede sergilenmektedir.
Agora Ören yeri Helenistik döneme aittir. Helenistik dönem Büyük İskender’in istilaları ile başlar, Yunan yarımadasının Romalılar tarafından işgali ile sonlanır. Bu dönem de mitolojik tanrılar, tanrıçalar önemli yer tutar. Resim, heykel ve mimari alanda geliştikleri gibi, bir çok felsefi akım da görülür (Bizler bugün Agora’da Roma döneminden kalma kalıntıları görüyoruz.)
İskender’den sonra Roma İmparatorluğu devreye girer. 3 kıtaya hükmeden imparatorluğun Asya’da ki başkenti Efes’tir. Efes’e gelen tüccarlar, sanatkarlar, denizciler ve felsefecilerin gelmişken Smyrna’yı da görmek istemelerinin sebebi; Romalıların da mimaride ve sanatta kente çok değer katmış olmalarıdır…
Roma’dan sonra Bizanslıları görüyoruz kentte. Bizans imparatorluğu sırasında İzmir yaşayan bir şehir görünümünde değildir. Yapılan yatırımlar depremlerle tahrip olmuştur. Bu dönemde çok tanrılı inançtan Hristiyanlığa geçtiklerinden, kendilerinden önce yaratılan eserleri inşaat malzemesi olarak kullanmışlar hatta buradan söküp Konstantinopolis’e saray ve tapınak yapımı için göndermişlerdir. Su kemerlerine, Kadifekale’ye, Agora’ya dokunmamışlar çünkü onlara ihtiyaç duymuşlar yeniden kullanmışlardır. Bugüne kalmasının nedeni budur.
Hristiyanlığın yayılma sürecinde, dinsel merkez olma özelliğine sahip olan İzmir, o dönemde Emeviler’in saldırısına uğramıştır. Emeviler Sardes ve Bergama’yı ele geçirmiş. İzmir’i de kuşatmış fakat şehre girememişlerdir.
Yine Bizans döneminde, denizden gelecek saldırılara karşı üs olarak kullanılır Smyrna. Tersanecilik ve gemi yapımı öne çıkar, dinsel bir merkez olan İzmir böylelikle ticari ve asker açıdan da gelişir.
Bu dönemde Bizans İmparatorluğu ile bölgeye ulaşan Türkler arasında İzmir birkaç kez el değiştirir.
.
1071 yılında Bizans’ın Selçuklu Devletine mağlubiyetinden sonra 1076 yılında İzmir’de Türk kuvvetleri görülür.
1095 yılına kadar da Çaka Bey hakimiyeti görülür. Çaka Bey Ege Denizi’ndeki bazı adalarda ve kıyı şeridinde hakimiyet sağlamış, Türk Tarihinin ilk donanmasını kurmuş ve ilk Türk Amiral olarak kabul edilmiştir.
Bizans imparatoru, Selçuklu Sultanı I. Kılıç Aslan ile anlaşınca Çaka Bey, I.Kılıç Arslan tarafından bir davette zehirlenerek öldürülmüştür. . Bu olaydan sonra ilk Haçlı seferi gerçekleşir ve İzmir yeniden Bizans kenti olur. 4. Haçlı seferi ile Konstantinopolis yağmalanıp haneden İznik ve Trabzon’a gitmek zorunda kalınca, İzmir’in yönetimi İznik Rum İmparatorluğuna kalır. Bu dönemde Ceneviz ve Venediklilerle ticaret gelişir. İznik’teki Bizans hanedanıyla anlaşmalar yapılır . Nif (Kemalpaşa) antlaşmasıyla Ceneviz ve Venediklilerin İzmir’de yerleşme ve ticaret yapma hakkı doğar.
1317 yılında İzmir Aydınoğlu Umur Bey’in denetimi altına girer. Ancak Rodos şövalyelerinin katıldığı bir haçlı seferinde liman kalesi Hristiyanların, Kadifekale’de Türklerin hakimiyetinde kalır. Sonra Timur gelerek 1402 de liman kaleyi alır ve Umur Bey e teslim eder. Aydınoğulları’ndan da Osmanlı ya geçer.
19 yy sonlarında yabancılar akın etmeye başlar. Avrupa dan gelen denizciler tüccarlar mühendisler buralara yerleşirler. Bunlara levanten denir. Levanten tüccarlar İzmir – Aydın Demiryolunu yaparlar. Bu hat Anadolu’ya yapılmış ilk demiryolu hattı olarak bilinir.
sonra Fransızlar ve İngilizler Pasaport’a ilk limanı inşa ederler. Fakat Kurtuluş savaşında 1922 yılında Yunan ordusu kenti terk ederken yakar ve şehri harabeye çevirirler.
Cumhuriyet Dönemi ile kalkınmalar hızla devam eder
Cumhuriyet Döneminde 1923 te 10 fabrika, 1933 te 129 fabrika kurulur İzmir’e.
1923 te ilk iktisat kongresi bu şehirde yapılır.1936 yılında İzmir Enternasyonal Fuarı bu şehirde açılır.
.